Rusya basınında geçen hafta: ‘ABD Ukrayna’ya vermek için Türkiye’den topçu mühimmatı alıyor’
12 mins read

Rusya basınında geçen hafta: ‘ABD Ukrayna’ya vermek için Türkiye’den topçu mühimmatı alıyor’

Haftanın haberleri, doğal ki ağırlık noktası geçen haftaki Moskova terör saldırısı olmak üzere çeşitli konularda bir dizi çeviriden oluşuyor. TASS, bizde pek ilgi çekmemiş görünen ABD’nin Türkiye’den Ukrayna’ya vermek için topçu mühimmatı almasını gündeme çıkarmış. Radio Sputnik ABD’de Ukrayna’ya yardım tartışmalarını değerlendiriyor. EADaily, radikal İslamcılığın ortaya çıkışını Türkiye’yi de anarak özetliyor. Vestnik Kavkaza, Kuzey-Güney koridorunu haberleştiriyor ve bu koridorun İran’dan geçecek ortak demiryolu ayağını Süveyş kanalıyla karşılaştırıyor. Tsargrad ise Moskova saldırısının uluslararası bağlantıları üzerinde duruyor. Genellikle “dilinin ayarı” olmayan Tsargrad’ın temkinli ifadeleri dikkat çekici.

‘ABD Ukrayna’ya vermek için Türkiye’den topçu mühimmatı alıyor’

Türkiye’de askeri-sınai kompleks haberlerinde uzmanlaşmış Savunma Sanayi adlı portalın haberine göre Türkiye, ABD Savunma Bakanlığı’na M107 obüsleri için 155 milimetre mühimmat temin edecek; bu mühimmatlar ABD’nin Ukrayna’ya verdiklerinin yerini alacak. İlgili sözleşme, Çorum’da bulunan Arca Savunma şirketiyle imzalandı.

Portala göre Türkiye’den ABD’ye mühimmat sevkiyatı için ek sözleşmelerin de imzalanması planlanıyor.

Ankara’daki ABD büyükelçisi Jeffrey şubat ayında Türkiye’nin ABD’ye Ukrayna’ya yardımdan ötürü azalan mühimmat yedeklerini yerine koymak için yardım edeceğini söylemişti. Jeffrey’ye göre ABD Savunma Bakanlığı Türkiye’den alınacak mühimmatlara ilişkin Texas’ta mühimmat üretimi için üç üretim bandı açacak. Elçi, Türkiye-ABD işbirliği sayesinde ABD’de üretilen bütün mühimmatın yaklaşık yüzde 30’unun 2025’e kadar Texas’taki fabrikalardan çıkacağını da eklemişti. … (TASS, 27 Mart)

‘Baltimore köprüsü mü, Ukrayna mı?’

Radyo Sputnik’in Rusya Halkların Dostluğu Üniversitesi Stratejik Araştırmalar ve Tahminler Merkezi Başkanı Dmitriy Yegorçenkov ile yaptığı mülakatta, Yegorçenkov şu görüşlere yer verdi:

“Meselenin The New York Times tarafından konuluşu çok ilginç, yani ellerinde istihbarat vardı, daha sonra vermedik dememek için ‘ne olur ne olmaz diye veriyoruz’ usulü verdiler bir şeyleri, ama tamamen vermediler. The New York Times’in formülasyonu: ‘Çünkü Rusya ile karşı karşıya gelme anında kaynaklarımızı açığa çıkarabilirdik.’ Ama onların kaynaklarını zaten biliyoruz; neyi açık edebilirler ki?

Zelenskiy’in başka hiçbir amacı yok; ABD’nin menfaatlerini koruyorlar. Lindsey Graham geçen defa geldiğinde ABD’nin Rusya’yla mücadelede Ukrayna’da kendini daha aktif göstermesi gerektiğini bile anlatmıştı. Tabii bu hırıltının adresi Kongre, ABD Senatosu: para verin. Ama onlar hâlâ ne yapacaklarını kararlaştırmış değiller: Ukrayna’ya mı gönderseler, Baltimore köprüsünü mü tamir etseler?” (Sputnik, 28 Mart)

‘Radikal İslamcılık nasıl çıktı?’

Tecrübeli okurlar muhakkak hatırlayacaktır: 1979’da Sovyetler Birliği birliklerini Afganistan’a sokana kadar “radikal İslamcılık” veya “İslamcı terörizm” gibi kavramları hiç kimse duymuş değildi aslında. …

Bu örgütler için üs yerleri, giyinip kuşanma, karnını doyurma, ulaştırma araçları ve onların yedek parçaları, en önemlisi de çok miktarda silah ve mühimmat gerekli. Ve elbette, muazzam paralar.

Ve bir de kadrolar. Askerler. Askeri operasyonları planlayıp yürütme, militanları askeri işlerin incelikleri konusunda eğitme becerisine sahip kişiler.

Bütün bunlar gökten düşmüyor. Çok paraya alınıyor. Öyleyse, eğer istenirse bütün mali akışlar kolaylıkla takip edilebilir ve kapatılabilir. Bütün hesaplar bulunabilir ve dondurulabilir. Ama nedense kimse yapmıyor bunu. …

Daha 2017’de New Eastern Outlook yazarı Joseph Thomas, “Güneydoğu Asya’da radikal İslamcılık nereden çıktı?” Başlıklı makalesinde şöyle yazıyordu: “Batı, kendi teröristlerinin finansman kaynaklarının tespit edilmesini istemiyor. IŞİD ve El Kaide’nin sponsorları bu yüzden hemen bulunmuyor.”

Thomas, bu tür kişilerin nereden çıktığını tespit etmenin de arzu edildiğinde güçlük göstermeyeceğini yazıyor. Son otuz yıldır Suudi Arabistan’ın bütün dünyada vahabi okul ve camilerinin yapımı için yüz milyar dolar harcadığını bildiren uzmanların değerlendirmelerini ortaya koyuyor. Etkiye en çok açık insanların ön seçimleri işte bu okullarda yapılıyor. …

Bu bağlamda, diyor yazar, Güneydoğu Asya örneğine bakılırsa, Avrupalıların kendi kaderlerini de düşünmesi gerek, zira Suudi Arabistan Avrupa’da pek çok tesisin inşaatını üstlendi, bunlar arasında Londra’daki bir dizi cami de var. …

Bölgede radikal İslamcı akımlara bağlı olanların sayısı öylesine artıyor değil; bunlar boş arazide ortaya çıkıyor da değiller. … Bu süreç dikkatle başlatıldı, endişe uyandırmaması için adım adım, tedricen yürütüldü.

Hatırlayalım: Orta Asya cumhuriyetlerinden delikanlılar bağımsızlığın şafağında eğitim için Yakındoğu ve Kuzey Afrika ülkelerine, Türkiye ve Pakistan’a dini eğitim kurumlarına gönderiliyordu. Sonra da radikal İslamcı düşünceleri ülkelerinde yayıyorlardı. Eğitim masraflarını da kabul eden taraf ödüyordu. … (A. Yermekov / EADaily, 29 Mart)

‘Güney planı’

Yeni jeopolitik ortamda Rusya, kendisiyle iş yapmaya hazır ülkelerle bağlarını genişletiyor: Doğuda Çin, güney yolunda da Hindistan ve İran Körfezi ülkeleri. Ama güney istikametinde altyapının geliştirilmesi bazı problemlerle karşılaşıyor:

– Finansman,

– Rusya’nın yeni ortaklarının güvenilirliğine dair şüpheler,

– Rusya’yla ticaret yapan ülkelere karşı getirilmiş Batı yaptırımları tehdidi.

“Güney planının” kilit halkası 1,7 milyar dolarlık ve 1600 kilometrelik demiryolunun inşası. İnşaata bu yıl başlanacak. Bu, Rusya ile İran ve İran Körfezi limanları arasındaki yolda son halka. Böylece Hindistan’ın ticaret merkezi Mumbai’ye kolay bir erişim sağlayacak. Rusya geçtiğimiz günlerde projenin finansmanı için İran’a 1,4 milyar dolar kredi sağlamayı kabul etmişti.

Rusya hükümeti İran üzerinden geçecek demiryolu projesini (ve Türkiye’ye erişim sağlayacak bir başka hattın da tamiri) araç gereç ve tüketim malları akışını güçlendirmek ve hızlandırmak için önemli bir faktör olarak mülahaza ediyor. Proje, Rusya’nın ekonomide tayin edici önem taşıyan doğal kaynaklarının ihracatını artırmak için kritik önemde sayılıyor.

Rusya Devlet Başkanı Putin yeni ulaştırma yolunun St. Petersburg’dan Mumbai’ye taşıma süresini 10 güne düşüreceğini açıklamıştı. Şu anda bu süre 30-45 günü buluyor. Rusya yetkilileri bunu, Süveyş kanalıyla yarışabilecek “çığır açıcı devrimci bir proje” diye niteliyor. Proje, Rusya ve onun en büyük ticaret ortağı olan Çin arasındaki ticaret yollarını da genişletecek. Çin verilerine göre Rusya-Çin ticaret hacmi 2021’den beri yüzde 63 artarak 2023’te 240 milyarı geçti.

Hindistan’la ticaret de aynı şekilde büyüyor; 65 milyar doları geçti ve bu, 2021’e göre dört kat artış demek.

Dolayısıyla Rusya’nın bu iki ülkeyle ticaret hacmi, 2021’de 282 milyar dolar olan AB ile ticaret hacmini aşmış durumda. (Y. Mahbub / Vestnik Kavkaza, 26 Mart)

‘Crocus City Hall saldırısının uluslararası bağlantıları’

Crocus City Hall saldırısının yakalanan katillerinden ikisi İstanbul yakınlarındaki bir militan kampında eğitim aldı. Uzmanlar terör eyleminin organizatörleri için bunun tamamen makul bir seçim olduğunu düşünüyor. …

Avrupa ve ABD Kiev’in Crocus City Hall’deki terör eylemine katıldığını reddederken katliamın örgütlenmesine hem Ukrayna’nın hem de birçok başka devletin karıştığına dair daha çok veri ortaya çıkıyor.

Güvenlik Konseyi başkanı Nikolay Patruşev ile FSB müdürü Aleksandr Bortnikov Putin’e, terör eylemini en azından birkaç devletle ilişkilendirdiklerini rapor ettiler: Ukrayna, ABD ve Britanya.

Militanların Türkiye’de hazırlıktan geçtiği de açığa çıktı. Türkler ise ısrar ediyor: Başka devletlerin gizli servislerinin desteği olmaksızın böyle bir eylem yapılamaz. …

Şarkiyatçı Arseniy Grigoryev, URA ile yaptığı mülakatta… şöyle diyor:

“Her zaman ideolojik icracılar tercih edilir; ideoloji eleştirel düşünceyi yener çünkü. Mali faktör de militan kazandırmayı kolaylaştırır. …”

Grigoryev, teröristlerin eğitimi için neden İstanbul’un seçildiğini de açıklıyor. …

“Müslüman bir ülkede İslamcı radikalin kaybolması daha kolaydır. Türkiye sadece bir istisna olmamakla kalmıyor; İslamcılar için sıklıkla bir sığınak olarak da hizmet ediyor. İnternetteki vaizlerin pek çoğu, Rusya’nın müslüman bölgelerinde seferberlik döneminde ve Gazze şeridinde İsrail operasyonunun başladığı dönemde kargaşa çağrısı yapanlar da aralarında olmak üzere zaten Türkiye’de yaşıyor.”

Grigoryev’e göre… “İslamcı örgütler dokunulmazlık karşılığında gizli servislerin himayesi altında bulunurken onların menfaatlerine uygun muhtelif proksi hizmetleri de verebilir.”

Bu, Ankara’nın terör eylemini örgütleyenleri bildiği anlamına gelmiyor; ama yerel kolluk, kampın yerini tespit edebilir. … Grigoryev, Türkiye’de radikal İslamcılarla işbirliğinin risklerinin farkında olan gelişmiş bir istihbarat örgütü olduğunu vurguluyor. …

Yüksek Ekonomi Okulu Asya ve Afrika Araştırmaları Merkezi kıdemli araştırmacısı, Doçent Aleksey Obraztsov’a göre:

“Bunda sıradışı bir şey yok. Birinci Çeçen savaşı sırasında da, ikinci Çeçen savaşı sırasında da biz militan sayarken kendilerini hürriyet savaşçısı sayanların birçoğunun Türkiye’den hem eğitim hem de belli finansman aldığı biliniyor. Bu, uluslararası terörizm ağı denilen şey. Durum böyle.”

Obraztsov, bunun ülkelerimiz arasındaki ilişkiye hiç etki etmediğini değerlendiriyor. … “Paris’te, Barselona’da, Akdeniz’deki adalarda, Kıbrıs’ta, Girit’te, neresi olursa aynı başarıyla eğitimden geçebilirlerdi.” …

Rusya Füze ve Topçu Bilimleri Akademisi enformasyon siyasetinden sorumlu başkan yardımcısı, askerlik bilimi doktoru Konstantin Sivkov … Tsargrad TV’nin canlı yayınında şöyle demişti:

“Sabotaj ve keşif kuvvetleri ve özel harekât kuvvetleri grupları Rusya topraklarında gizlice konuşlandırılmış olabilir ve konuşlandırılmıştır. … Dolayısıyla bu terör eylemi münferit bir olay değildir; birkaç gün önce Ukrayna kuvvetleri tarafınıdan girişilen ve ordumuz tarafından düşmanın ağır kaybıyla püskürtülen Belgorod ve Kursk oblastlerindeki saldırı girişimleriyle sıkı bir ilişki içindedir.” … (Tsargrad, 29 Mart)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir