Açıklamalar, Altınoluk, Akçay, Ayvalık, Bodrum, Burhaniye, Datça, Çeşme, Fethiye, Güzelbahçe, Heybeliada, Küçükkuyu, Van, Dalyan ve Burgazada’da gerçekleştirildi.
Buralarda yapılan açıklamalarda, “Kıyılar hepimizin ortak yaşam alanıdır. Anayasa ve Kıyı Kanunu’nu uygula” dendi. Açıklamada, “Kuruluşumuzun ardından, tüm yaz sezonu boyunca hem yerellerimizdeki kıyı ekosistemi tahribatı ve işgallerine karşı mücadelemizi, hem de birleşik mücadelemizle Türkiye kıyı politikalarını etkileme çabamızı sürdürdük. Kıyı ekosistemlerini korumak ve kıyılara tüm insanların eşit ve ücretsiz olarak erişimini savunmak amacıyla mücadele ediyoruz. Kıyıların sadece insanların olmadığını savunuyoruz, deniz ve kara ekosistemlerinin buluşma noktası olan kıyılardaki tüm canlı ve cansız varlıkları koruma ilkemiz, en temel çıkış noktamızı oluşturuyor. Bu nedenle, kıyılar halkındır yerine, kıyılar hepimizin diyoruz” dendi.
“KIYILARA ULAŞAMIYORUZ”
Devamında ise şu ifadelere yer verildi:
“Yalnızca kıyılar değil, dereler, nehirler, göller, ormanlar da hepimizin. Yakılan ormanlar, maden uğruna yok edilen ağaçlar, iş makinaları tarafından hoyratça kazılan toprak da hepimizin. Her bir yangın milyonlarca, belki milyarlarca canlının yok olmasına neden oluyor. Bu nedenle tüm yaşam alanlarımızı birlikte savunuyoruz. Bununla birlikte, tüm kıyıların ciddi ölçekte işgal altında olması nedeniyle, insanlar olarak denize ve kıyılara ulaşamıyoruz. İşgal diyoruz çünkü Anayasa’nın 43’üncü maddesi ve Kıyı Kanunu’nun 5’inci ve 6’ıncı maddeleriyle kıyıların kullanımında kamu yararının gözetilmesinin zorunlu olduğuna ve herkesin kıyılara serbest şekilde erişmesinin güvence altına alındığına bir kez daha dikkat çekmek istiyoruz.”